Aylar süren bekleyişin ardından bir kez daha mağdur olan kesim de var! SGK’nın dava dosyaları da şüphesiz ki EYT ile birlikte hat safhalara çıkmış durumda.

24 Yıllık emeklilikte yaşa takılanlar sorunu 3 Mart 2023 tarihinde mutlu sonla sonuçlandı ve 2,5 milyondan fazla vatandaşımıza emeklilik yolu açıldı. Bu tarih itibariyle 2 milyonun üzerinde vatandaş emekli edildi ve hala edilmeye de devam ediyor. Ancak aylar süren bekleyişin ardından bir kez daha mağdur olan kesim de var! SGK’nın dava dosyaları da şüphesiz ki EYT ile birlikte hat safhalara çıkmış durumda. EYT Kanunu sonrası, SGK çerçevesinde izlenen algoritmik düzen çarkı hızlandırmıyor, sadece dönmesini sağlıyor.  Gelin bu kronik sorunları yakından ele alalım.

Bildirilemeyen Hizmetler!

Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına, emeklilik başvurunuz düşer düşmez ilgili kuruma dosyanız otomatik olarak sevk ediliyor. Dosyanızın düştüğü kurum genellikle son çalışmanızın bulunduğu SGK merkezi oluyor. (İşyerinizin bağlı bulunduğu SGK merkezi) Tabi burası aylık bağlamaya yetkili değilse, dosyanız bir kez daha incelenmeden aylık bağlamaya yetkili kuruma sevk ediliyor.

Aylık bağlama servisinde genelde 3 – 5 memur bulunuyor, daha fazla olan kurumlar veya daha az memur sayısına sahip kurumlar da mevcut. Burada dosyanıza sıra gelene kadar birkaç ay beklemiş oluyorsunuz.  Dosyanıza sıra geldiğinde ise sadece 4/a hizmetiniz varsa işleriniz rast gidiyor ve aylığınız bağlanıyor. Ancak adınıza açmış olduğunuz ve hiç ödeme yapmadığınız İsteğe Bağlı sigorta tesciliniz bile olsa yazışma serüveniniz başlamış oluyor. Aylık bağlamaya yetkili kurum, tescilinizi görür görmez ilgili kuruma gönderiveriyor hizmet bildirme yazısını. Hiç prim bildirmediğinizi görüyor, eski dönem olduğundan borcunuz bile olsa terke düşeceğini de biliyor ama aylığı bağlamıyor ve yazışmayı başlatıyor.

İlgili kuruma yazı gidiyor, orada bir memura sevk edilmesi de birkaç ay sürüyor. Sonunda dosyanıza sıra geliyor ve hizmetinizi bildiren memur yazısında tescilinizin olduğunu ve bildirilecek hizmetin olmadığını aktarıyor. Tüm bunlar olmayan hizmetleriniz için bekleme sürenizdi, hizmetleriniz geliyor bu defa yeniden dosyanıza sıra gelmesi bekleniyor. Haliyle hiç olmayan bir hizmet için 6 ay beklemiş oluyorsunuz. Burada kurum personeli hizmetin olmadığını, borç bulunmadığını veya terke düşeceğini bilmesine rağmen yazışma yapması silsile olarak doğru, süreç yönetimi olarak yanlıştır. Bunun algoritmik çalışmasının yapılmadığı açıkça anlaşılmaktadır.

Kurum Dışı Yazışma ve Hizmet İptalleri

Sosyal Güvenlik Kurumu, 2019 öncesine kadar kendi işyerinde kesintisiz sigortalı bildirilen işletme sahiplerinin 4/a hizmetlerini kabul ediyordu. Ancak 2019/9 sayılı Genelge ile birlikte bu durumda olan kişilerin tüm hizmetlerini artık Bağ-Kur kapsamında sayıyor. Bundan haberi olmayan işletme sahipleri ise emeklilik hayali kurarken hüsranla karşılaşabiliyorlar.

Teknik detaya girmeden kurum işleyişini özetleyecek olursak, bu durumun değişikliği 2019 yılında yapıldı. Değişiklik itibariyle bu durumda olan kişilere tebligatla bilgi verilmesi gerekmez miydi? Hani Sosyal Güvenlik anayasal bir hak olarak, kişilerin hak ve menfaatlerini koruyan kapsayan bir sistem olduğunu düşünecek olursak böyle olması gerekmez miydi? Tüm kişilerin ticari faaliyetleri sistem üzerinde kayıtlı, tüm ticari faaliyeti bulunan kişilere Ticaret Odaları veya diğer bağlı meslek kuruluşları en azından bilgilendirme yapamaz mıydı?

Kişi, 15 yıldır kendi şirketinde sigortalı olarak bildirilmiş ve 5975 günü tamamlamış. Emeklilik müracaatında 4/a hizmetler iptal ediliyor, 4/b hizmetlere çevriliyor. Üstelik hizmetler çevrilirken kişinin 5400 prim günü 2100 güne düşüyor, bunun en büyük nedeni sigorta prim oranı %32,5 Bağ-Kur prim oranı ise %34,5 olmasıdır. Bunun haricinde ise kurum hizmetleri aktarırken işveren paylarını da şirketin onayı olmadan aktarmıyor. İşveren paylarının tamamı bile aktarılsa yine 5400 günü sigortalı yakalayamıyor, bunun yerine terk kodu giriliyor ve yeniden satın alması isteniyor. Ayrıca kişinin sigortalılık statüsü değiştiğinden 5975 yerine 9000 güne tabi oluyor. Bu durum ise şeffaf ve anayasaya uygun Sosyal Güvenlik sistemine yakışmıyor.

Personel Yetersizliği Kabul Edilmiyor!

6 Şubat 2023 tarihinde asrın felaketiyle karşı karşıya kaldık, büyük bir yıkım ve büyük bir maliyet. Şahsım olarak böyle bir facia karşısında EYT’nin yeniden rafa kalkmasını bekledim, ancak hükümet yetkilileri ellerini taşın altına koyarak Kanunu 3 Mart’ta çıkarmış oldu.

Sosyal Güvenlik Kurumu, her ne kadar aylar öncesinden hazırlık yapmış olsalar da ne yazık ki bazı konularda sınıfta kaldı. Sınıfta kalmasının nedeni, aktif olarak görevde bulunan personellerden değil bir türlü alınmayan personellerden kaynaklanmaktadır. Çünkü 3 Mart 2023 tarihinde böyle bir uygulama çıkarıyorsanız ve ardından 12 Mart 2023 tarihinde Cumhuriyet tarihinin en geniş yapılandırma kanunu getiriyorsanız bunu kaldıracak personellerinizin de X2 şeklinde revize etmeniz gerekiyordu. Hadi bunları da öngöremediniz, aktif görevde bulunan personele fazla mesai, yemek ve servis imkânı sağlamanız gerekiyordu. Torba kanunla, EYT birleşince öyle bir iş yükü meydana gelmişti ki bunu sadece 3 ay uygulayacağınız mesai ücreti vererek aşmanın mümkün olmayacağını düşünülmesi gerekirdi. Öyle bir öngörülemezlik vardı ki, personel alımına ilişkin ilanlar bile 2023 Aralık ayında yayımlanmıştı. Bu personeller, bu tarihlerde istihdam edilecek, eğitilecek ve işi anlayacak kıvama gelene kadar belki de EYT süreci gündemde bile olmayacak.

Aylıkların Değer Kaybı ve Aylar Sonra Gelen Ret Cevabı!

Kuruma, 3 Mart 2023 tarihinde emeklilik müracaatında bulunmuş birinin, 1 Nisan 2023 tarihinde alacağı en düşük emekli aylığı 7.500 TL’den o günkü kurla 416 dolara tekabül ediyordu. Kişiye, Aralık 2023 tarihinde emekli aylığı toplu olarak ödenmeye başlandı. Ancak kişiye ödenen aylık, enflasyon ve dolar kuru karşısında değerini yitirdi. Bugün, en düşük emekli aylığı 323 dolara tekabül ediyor. Verilen örnek üstelik en düşük aylık bazında yapılmış hesaplamadır, aylık miktarı daha yüksek olan sigortalıların kaybı daha fazla olacağından bu yönde değer tespit ve değer kaybı ücretlerinin taleplerine ilişkin davalar Sosyal Güvenlik Kurumuna yönlendirilmeye başlandı.

Diğer bir husus ise geç gelen ret yanıtlarının, sigortalıları maddi açıdan mağdur ettiği gibi borçlu olanlar da mevcut. Buna örnek vermek gerekirse, Mayıs 2023 tarihinde 4/a kapsamında emeklilik müracaatında bulunan ve aynı zamanda farklı bir işletmede ortaklığı bulunan kişiye eksik gün nedeniyle ret talebi geliyor. Aradan tam 9 ay geçmiş, gelen yanıtta bazı günler 361 olarak yazıldığından 3-5 gün eksik çıkıyor. Dolayısıyla sigortalı 67.500 TL emekli aylığı alacağını beklerken, emekli olamadığı için Mayıs itibariyle Bağ-Kur borcu tahakkuk ediyor ve 90 bin lira kuruma borçlu çıkıyor. Bu kişiye 30 gün içerisinde bilgilendirme için dönüş yapılmış olsaydı o eksik süreler telafi edilebilirdi, kişi yine mağdur olmazdı. Neresinden tutarsak tutalım, anayasaya uygun bir işleyiş modeli olarak gösterilemez. Umarız ki bu noktalarda kurum yetkilileri düzenleme yapar, EYT süreci alkışlarla uğurlanır, hukuk ve eşitlik ilkesine uygun bir sosyal güvenlik sistemi inşa edilmiş olur.